11 Haziran 2013 Salı

Küçük Mutluluklar

     Uykusuzluk esirinden kurtuldum. Aylar sonra gerçekten derin bir uykuya daldım. Hatta rüya bile gördüm. Ne gördüğümü şimdi hatırlamıyorum ama uyandığımda yanaklarımdan süzülen sevinç göz yaşları vardı. İnsanların "Nasılsın?" sorusuna, "Harikayım!" diye cevap verirken yalan söylediğim için vicdan muhakemesi yapmayacağım kendimle. İnsanları gözlerimdeki o muazzam ışıltının gerçek olduğuna inandırmak zorunda değilim artık. Çünkü en ince pırıltısına kadar hepsi gerçek. Dünyaya baktığımda savaş yıkıntıları değil, bahar çiçekleri göreceğim.

     Mutluluğun küçük şeylerde olduğunu farkettiğinizde hayatın daha yaşanılabilir olduğunu da farketmiş oluyorsunuz. Küçük şeyler, bazen o  kadar küçük oluyor ki her hangi bir duyu organınızla algılayamıyorsunuz ancak hissedebiliyorsunuz. 

     Yolda yürürken gözünüze kestirdiğim çizgilere basmadan yürüyebildiğim, damacanadan su pompalarken "Ne olur taşma, ne olur" şeklinde damacanaya yalvardığımı farkettiğimdeki o an, günler sonra buzdolabını açınca rafta kalan o son çikolatayı görünce, lavaboya gittiğimde bağırsaklarımın hala çalıştığını anlayınca, uzun zamandır görmediğim insanları rüyamda görüp bilinçaltımın onları bana unutturmak istemediğini farkedince, tıraş olurken ilk darbeyi tam istediğim yerden vurunca ve tıraştan sonra elimi yüzümde gezdirdiğimde en ufak bir pürüzün dahi kalmadığını görünce, bilgisayarımın "Power" düğmesine bastığımda o fan sesini duyunca, bir hafta önce mağazada görüp çok beğendiğim şeyi almaya gittiğimde, hala orada durduğunu görünce, uzun zamandır beklediğim filmin ilk seansında yer bulunca... Bunlara benzer daha milyon sebep ile mutluluğun doruklarına çıkıp, gecenin bir vakti yatağıma giderken içimdeki o büyük huzuru hissettiğimde bir kat daha mutlu oluyorum.

     Hayatı daha yaşanılır kılan bu küçük mutluluklarımı yerle bir edecek büyük hüzünlerim de var elbette. Mesela sesini durmak ya da duyamamak, hiç beklemediğim rüyamın tam ortasında çıkıp gelmen ya da gelmemen, bir asır kaybolacağım gözlerine bakmam ya da bakamamam. Bütün büyük hüzünlerimin sebebinin sadece "sen" olması ne kadar ironik. Belki sen farketmedin ama tam tersi de olabilirdi. Hiç bir şeye değişemeyeceğim mutluluğumun kaynağı olabilirdin, sadece masallarda var olan o sihirli düş olabilirdin ama sen koca bir hiç olmayı seçtin. Artık seni seçimlerinin sonucunu yaşamana müsaade ediyorum. 

     Ha bir de çok acıktıktan sonra yemek yemek beni en çok mutlu eden şeylerden biri ve ben şimdi müthiş bir kahvaltı yapmaya gidiyorum. Sensiz.

0 yorum:

Yorum Gönder

 
Blogger Witget