16 Mayıs 2013 Perşembe

Ahlak Üzerine



     Felsefenin temel sorularından birisidir; insan davranışlarının bir amacı var mıdır, olmalı mıdır? İnsan davranışlarından hangisi daha erdemlidir, ahlaklıdır? Ahlak; bireyin eylemlerinin toplumsal kurallar çerçevesinde “iyi” ya da “kötü” olarak değerlendirilmesidir. İyi ve kötü kavramları, yine toplumsal kurallarla belirlenmiş olan, “faydalı” ya da “zararlı” kavramlarına eşdeğerdir. Ahlakı daha detaylı olarak inceleyen Ahlak Felsefesi ise ahlakı iki kısımda inceler. İlki ahlâki kavramlar nelerdir ve içerikleri nelerdir sorularına yanıtlar aramak yani ahlâka teorik olarak yaklaşmak ki buna Ahlâk teorisi denir. İkinci yaklaşım ise hangi davranışlarımızın iyi ve doğru olduğunu araştırıp nasıl davranmamız gerektiğini bize dayatan Normatif ahlâk (Uygulamalı - pratik ahlak) tır.

     Ahlak, insan davranışlarının dini, hukuki ve toplumsal olarak “iyi” ya da “kötü” olarak değerlendirilmesidir de diyebiliriz. Birey, yaptığı eylemlerle topluma karşı sorumludur. Devlet kavramının ortaya çıkış noktalarından biri de budur aslında. Bir arada yaşayan insanların aralarındaki ilişkinin resmiyete dökülmesidir devlet yapılanması bir nev-i. Mademki birey yaptığı eylemlerle topluma karşı sorumludur, o zaman bu eylemlerin sonuçlarının ahlaki olup olmadığı neye göre belirlenecektir? İyi, kötü, fayda ve haz gibi temele yayılarak o eylemin ahlaki boyutu sorgulanabilir. Buradaki asıl önemli olan konu; bu kavramların tamamen öznel olmasıdır. İyi-kötü, eylem neye göre iyidir ya da neye göre kötüdür? Fayda, eylem sonucunda kim/ne faydalanmış, kim/ne zarar görmüştür? Bütün bu soruların cevabı öznel olduğu için aslında ahlaki eylemde tanımlaması da özneldir. 

     Bütün bunların yanında toplumsal olarak ahlak, sadece cinsel davranışlarla sınırlandırılmaktadır. Özellikle dini otoritenin çok etkin olduğu toplumlarda büyük çoğunlukla kadınlar üzerinde oluşturulan cinsel sınırlamalar ahlakın çerçevesini çizer. Hâlbuki ahlak, insanın bütün davranışlarını kapsayan bir kavramdır.
Toplumsal olarak, eylemlerin ahlaki değerlendirilmesi değişkenlik gösterse bile, evrensel olarak kabul görmüş ahlak kuralları da vardır. Hırsızlık, tecavüz, adam öldürmek gibi eylemler evrensel olarak ahlak dışı kabul edilir. Ancak bir Arap ülkesinde alkollü içecek kullanılması ahlaki değilken, bir Avrupa ülkesinde gayet normal karşılanabilen bir eylemdir.

     Mesela, bir seri katil düşünün. Bu seri katilimiz sadece tecavüzcülere hak ettiklerini vermek adına onları öldürüyor diyelim. Sizce bu eylem ahlaki midir? Burada karşımıza üç grup insan çıkacaktır. Ahlakidir diyenler, ahlaki değildir diyenler ve kararsızım diyenler. Ahlakidir diyenler; eğer bu vatandaş sadece tecavüzcüleri öldürüyorsa şayet o zaman haklı bir sebepten öldürüyordur, topluma faydalıdır, derler. Ahlaki değildir diyenler; bu adam bir başkasının yaşama hakkını elinden alıyor. Karşısındaki bir tecavüzcü bile olsa değişme, topluma kazandırılma şansı olduğu için yaşama hakkı vardır, derler. Kararsız olanlar ise aslında iki tarafında görüşünü kabul ederler. 

     Yani ahlak kavramı göreceli bir kavramdır ve bana göre bireyin kendisini mutlu edecek şekilde yaptığı bütün eylemler ahlakidir. Komünist felsefeyi benimsemiş biri olarak ben, mutluluk ve zevk konusunda oldukça bencil olunması gerektiğini düşünüyorum. 

0 yorum:

Yorum Gönder

 
Blogger Witget