15 Mayıs 2013 Çarşamba

Mum Işığı Notları

     Gecenin en ürkütücü saatlerinde, bir mum ışığı altında karalarken bu satırları, donakaldım. Saatlerce hareket ettirmeye çalıştığım bu kalem, tonlarca ağırlığı ile ruhumun kırılma noktasını had safhasına kadar zorladı. Oluşan göz yağmurları arasında, mumların duvara yansıttığı gölgelerde yakaladım simgesel siluetini. Yine en masum halinle karşımdaydın işte. Saniyeler, dakikalar, saatler geçti aradan ve sen bundan keyif alırcasına hâlâ daha anılarımın en mahrem yerlerine dokunuyordun. Düşlerim, en zevkli ve aynı zamanda en acı verici tecavüzüne uğramıştı. Bekaretini kaybetmiş hayallerim, "sen" kokuyordu buram buram...

     Özlemin en derinlere nakşettiği şu saatlerde, duygularının esiri olmuş bir adamın son çığlıkları yükselmekte evrenin sonsuzluğuna. Müziğin sesini kıs biraz, sen de duyacaksın. Dinle! Adını haykırmakta bu uğultular.

     Şimdi sana özlemimi anlatabilsem şayet, belki de dünyanın en iyi şairleri, en iyi yazarları dize gelebilirdi karşımda. Şimdi sana özlemimi anlatabilsem şayet, gül, dikenlerinden vazgeçebilirdi, bülbül için. Şimdi sana özlemimi anlatabilsem şayet, bunu okurken bir yolcu koltuğunda yerini almış olurdun çoktan. Şimdi sana özlemimi anlatabilsem şayet, sana olan özlemim sönerdi bir anda...

     Bu kahredici karanlığın ortasında bunları yazarken farkettim ki, ben aslında aylardır karanlıktayım. Işığını arayan pervane misali sana her yaklaştığımda kayboluyordun ve ben yine kendi karanlığımda yok oluyordum...

0 yorum:

Yorum Gönder

 
Blogger Witget