28 Şubat 2014 Cuma

Korku da Neymiş?

     Bu gece hiç bitmesin istiyorum. Sonsuza kadar bu gecede kalmak istiyorum. Sonsuza kadar yarının hep Cumartesi olduğunu ve yarının hiç olmayacağını bilmek istiyorum. Zamanı tam şu anda durdurabilseydim ne güzel olurdu. Arka fonda da Haluk Levent çalsın, Şebnem Ferah çalsın, hiç susmasınlar.

     Uykum hiç gelmesin istiyorum. Uyumak zaten büyük bir zaman kaybı. Günde 7-8 saat tamamen boşa gidiyor. Gerçi derseniz o 7-8 saatte ne yapabilirdin, diye, muhtemelen verecek cevabım olmazdı. İmkansız bir hayal olduğu için de düşünmedim o kadarını. Ancak şunu gönül rahatlığıyla söyleyebilirdim; okunacak o kadar çok kitap, izlenecek o kadar çok film, yaşanacak o kadar çok an var ki artık 24 saat yetersiz kalıyor yaşamak için.

     Zamanın tam bu anda donmasını istememin sebebi, sonları hiç sevmediğimden olabilir. Şarkının sonu, kitabın sonu, filmin sonu, günün sonu, yaşamın sonu... Hiçbirini sevmiyorum. Biliyorum, yeni birşeylerin başlaması için birşeylerin sona ermesi gerekiyor. Ancak yeni olan hiçbir şey daha iyi olmuyor. Her zaman bir eksiklik oluyor. Daima bir güncelleme hatası... O yüzdendir ki yeni başlangıçları da çok fazla sevmem.

     Sonlardan bahsetmişken, bugün çok ilginç bir diyalog yaşadım. Yeni tanıştığım birisiydi. Gerçi daha önceden de var olduğunu biliyordum, boyutlarıyla, hacmiyle uzayda bir yer kapladığını, adını biliyordum. Ancak şunu da çok iyi biliyorum ki; bir insanın sadece adını bilmek onu tanıdığın anlamına gelmez. Onu tanımak demek, düşüncelerini, fikirlerini, duygularını da bilmek demektir ki ben bunları yeni öğrendiğim için yeni tanıştığımı söyledim. Her neyse çok saçma bir giriş oldu. Diyaloğumuz "ölüm korkusu" üzerineydi. Eğer hala ölümden korkan varsa şayet, çok basit bir korkunuz var. Neden korkuyorsunuz ki, acı verici olduğu için mi, sonrasında ne olacağınızı bilmediğiniz için mi, geride bırakacaklarınız için mi yoksa sizin olmadığınız bir dünya düşleyemediğiniz için mi? Çiçero bu korku üzerine şunu söylemiştir; "ölümden korkmanıza gerek yok çünkü onunla hiç tanışmayacaksınız. Siz var olduğunuz sürece ölüm olmayacaktır, ölüm var olduğunda da zaten siz olmayacaksınız." Hiç karşı karşıya gelmeyeceğiniz birşeyden korkmak kadar saçma birşey yok bence. Şu koca evrende her birimiz önemsiz birer mikroorganizmayız. Geleceği ya da geçmişi düşlemek insana ıstıraptan başka birşey vermez. Ölümü düşlemek kendinize yaptığınız, sonu gelmeyecek olan bir işkencedir. Önemli olan şu andır. Hala nefes alabildiğiniz şu an...

     Nerden girdim, nerden çıktım. Her neyse yeter sanırım bu kadar, hadi yatın uyuyun. Bu arada takım elbisenin gücünden bahsetmiş miydim? Daha sonra artık.

0 yorum:

Yorum Gönder

 
Blogger Witget